10 Ağustos 2011 Çarşamba

HAZIRLIK MAÇLARININ BİZE ANLATTIĞI LIVERPOOL




Kıymetli Liverpool severler, eğer olaylar biraz yavaşlarsa Cumartesi günü  kendi sahamızda Sunderland ile ligin ilk maçına çıkacağız..

Hazırlık döneminde Liverpool toplam 6 hazırlık maçı yaptı. İlk iki maçımız Çin ve Malezya’da olduğundan zannımca çok değerlendirilmeye alınacak maçlar değildi. Liverpool’un Asya’da ki taraftarına oyuncuları canlı gösterme fırsatının yanı sıra, Pazar payımızı da arttırmak için yapılan maçlardı. Hayırlı olsun..

Bunun dışında kalan 4 maç daha bir ciddi maçlardı. Bunlardan Galatasaray maçını canlı izleme imkanım oldu. Diğer maçları yarım yamalak, pölük pörçük ve parça pincik olarak sopcast vb olanaklardan yararlanarak izleme şansımız oldu.

Hull City hezimetiyle başlarsak eğer, maça Doni, Robinson, Carra, Ayala, Kelly, Maxi, Aqua, Poulsen, Cody, Cole, Ngog 11 i ile başladık. Bu kadar az birbiriyle oynamış bir kadrodan ritm bulmasını beklemek hayalcilik olurdu sanırım. İlk yarı bu kadro ile oynayan Liverpool ikinci yarı başka bir 11 ile oynadı. Henderson, Downing ve Doni ilk kez Liverpool formasıyla mücadele etmesi önemliydi. İlk yarı 2-0 ikinci yarı 1-0 bitti. Benim görebildiğim ortasaha da bir ayar bozukluğu olduğu yönünde.. Gençlerin ve satılacakların ilk maçta ilk yarıda oynadığı düşünülürse bunun normal olduğu söylenebilir ( diğer maçlar neydi peki :D )  Bu maçla ilgili bir başka nokta eğer lazımsa  Ayala’nın biraz ağır olmasına rağmen defanstan oyun kurma becerisinin olduğu söylenebilir.

Bir sonra ki maçımız İstanbul’da Galatasaray maçıydı. Kadromuz ise Hull City maçından bile felaketti. Doni, Insua, Flanno, Soto, Kelly, Robinson, Degen, Shelvey, Poulsen, Cole ve Carroll 11 i ile başladık. İlk yarıda Liverpool bırakın top oynamayı, topu ilk kez görmüş gibiydi. Deli gibi koşup hiçbir şey yapamayan Degen’den başlamak isterim, sürekli koşuyor adam sahada ama ne topa değdiğini görüyorsunuz ne de aldığı topu arkadaşına verebildiğini. Tam anlamıyla faciaydı. Onun gibi bir arkadaş daha vardı sahada Poulsen.. Bu adam kendine 5-7 metrekare bir alan çizmiş oraya gelirse top vuruyor, ordan geçerse adam düşürüyor ama o bölgeden 10 cm çıkarsa benim işim değil diyor. Hull City  maçı da 3-0 bitti ama bu kadar ezik oyuncular görmemiştim sahada..

GS maçından daha çok bahsetmemin nedeni çok daha detaylı Liverpool’u görebilmem oldu kıymetli Liverpoolseverler.. Mesela Soto bu adam iyi niyetli  ama çok yetersiz, ne duracağı yeri biliyor ne sezgileri güçlü, hata desen 10-15 dk da bir adet muhakkak yapıyor. Bu tarz oyuncuları ben FM’de oynarken bazen alıyorum sorun çıkarmaz 5. yada 6. stoper olarak.. 2. Yarıya Kuyt ve Aqua başladı. O zaman bu kıymetli ayaklarında yardımıyla kim ne kadar kaliteli belli oldu. Bir defa şunu ortaya koymak lazım izlediğim bütün bu hazırlık maçlarında Aqua’nın yeteneği kadar saf  ve bu kadar üst düzey yetenek diğer oyuncularımızın hiçbirinde görmedim. Adamın ayakları kadife sanki bunun yanı sıra inanılmaz bir saha görüşüne sahip. GS’ye karşı yegane iyi oynadığımız bölümler zaten bu adamların diri ve istekli olduğu 46 ila 55 dk ları arasıydı.

Siz iyi bir takım kurarsınız Kıymetli Liverpoolseverler ve o takıma sırıtmayacak birkaç yedek oyuncu eklersiniz kadro genişliği açısından işte onlar, Insua, Flanno, Shelvey  gibi oyuncular bunların gelişmesine yardımcı olunursa bir takımın as elemanı da olabilir ileride.. Mesela Flanno ikinci yarı Kuyt girince oyuna kanat bindirmeleri de yapmaya başladı. Hücumda bir Johnson değil elbette ama defansif özellikleri bakımından bence şu anda bile Johnson’dan daha iyi hani derler ya kıymetli Liverpoolseverler taş gibi oyuncu diye inanın öyle girdiği topta kemik sesi geliyor. Shelvey ilk yarı rakiple ve hakemle uğraşırken ikinci yarı Aqua ile zaman zaman çok güzel paslar attılar. İlk yarıda izlediğimde bozulan moralimi düzeltti böylece :D

Sonraki maçımız Valerenga ileydi, sahaya Reina, Johnson, Robinson, Carra, Agger, Downing, Spearing, Adam, Henderson, Carroll ve Kuyt 11 ile çıktık. Özellikle ilk yarıda isyan ettirdi Liverpool Henderson’un acemilikleri, Adam’ın acaba oyunu ben mi kuracağım şaşkınlığı işi atom karınca Spearing’e bıraktı. Çalışkanlığıyla en sevdiğim adamlardan olmasına rağmen, Spearing’in de bir sınırı var kıymetli Liverpoolseverler ve oda çok çok yukarılarda değil maalesef. Sezonda size 10-15 sorunsuz maç vaat edebilir ama hepsi o kadar en azından şimdilik.. Bu maçta benim gözüme çarpan en büyük eksiklik Lucas’tı. Evet kıymetli Liverpoolseverler şaşırabilir ama bence önümüzde ki sezonun bence en kilit oyuncularından olacak böyle giderse Lucas.. Valerenga gibi bir takım her pozisyonda ceza sahamızın önüne geldi neredeyse.. Eğer bu bölgede Lucas olsaydı, iyice ustası olduğu pas arası ve tacklingleriyle bir çok atağı başlamadan bitirebilirdi. Bu maç 3-3 bitmiş olabilir ama benim neznimde mağlup olduğumuz bir maçtı.

Son hazırlık maçımız 4 gün önce Valencia ile oynanandı. King Kenny elinde ki en iyi kadroyu sahaya sürmüştü, Reina, Johnson, Carragher, Agger, Aurelio, Adam, Henderson, Spearing, Aquilani, Downing, Carroll.

 İlk dakikalarda hatalı geri pasıyla attığımız gol ve yine son dakikalarda attığımız defans hatasında bir gol ile 2-0 kazandık. Ortasında ne var derseniz koca bir hiç… Yavan bir maç oldu benim açımdan.. Takımda uyumsuzlukların olduğu bir gerçek bunu bir kenara not etsin kıymetli Liverpoolseverler bu maçla bağlantılı genel hazırlık maçları değerlendirmemi hemen alt paragrafta yapacağımdan buradan vakit geçirmeden ayrılıyorum..

Şimdi her şeyden önce King Kenny’nin şu lafını cebimize koyalım, “Hazırlık maçlarında ki mağlubiyetler önemli değil, takımımdan çok memnunum”. King Kenny diyorsa öyledir diyerek biz maçlarda ne gördük onu yazalım..

  • Topu Carroll’a aktaramıyoruz.. Bu en önemli sıkıntımız değil ama yine de ilk sırada yazma gereği duydum.. Bunun olası sebeplerinden biri Gerrard’ın olmayışı diyebiliriz. Bunun yanı sıra Downing’in takıma adepte olmasıyla, Suarez’in takıma katılmasıyla bu sorun rahatça giderilebilecektir.
  • Defansif Problemler, çok gol yedik kıymetli Liverpoolseverler bunun defanstan kaynaklandığını zannetmiyorum ama (her ne kadar Carra bir sene daha yaşlansa ve Soto odun olsa da) bence maçlarda görebildiğim kadarıyla bunun sebebi Lucas’ın olmayışı.. Adam, Henderson ve Spearing daha ziyade İngiliz tipi ortasahalar olduğundan Kenny daha defansif olarak (hemde görsün takımlar satın alsın diye) Poulsen’i kullandı fakat bu arkadaşın ziyadesiyle kifayetsizliği rakiplerin kalemize yaldır yaldır gelmelerine sebep oldu. Lucas’ın takıma girişiyle Tackling ve pas arası top kapmalarımız çok artarak bu sorunu ortadan kaldıracaktır.
  • Orta Sahada ki karmaşa, Bu hazırlık maçlarımızda görüldü ki en azından bu sene Henderson kesinlikle yedek kalacak, oynasa da daha çok Kuyt’un alternatifi olarak oynayacak. Aqua çok ayrı bir futbolcu ve Gerrard yokken bu takımın Adam’a ihtiyacı olacak, Spearing her gediği gerektiğinde kaparken, Meireles hiç oynamadan ne kadar değerli oyuncu olduğunu gösterdi ve bir de tabi bu takımın bankosu Lucas var  :D  Bu karmaşa nasıl oynayacağımız konusunda da sıkıntı yaratıyor. Bence hala ideal tertip bizim için 4-3-3.. Lucas ve Gerrard’ın yeri garantiyken orta sahada ki diğer oyuncu maçın durumuna göre Meireles, Aqua ve Downing olarak değişecektir. Diğer bir dizilişte Carroll’sız diziliş O durumda Lucas, Gerrard ve Adam yada Meireles orta 3lüyü kurarken ileri üçlü Downing, Suarez ve Kuyt şeklinde olur. Son olarak aklıma gelen eski Berezilya sitili en iyi 11 oyuncuyu alt alta yazarak sahaya sürmek :D her durumda bence Downing, Suarez, Gerrard ve Lucas sahada olmalı..
  • Stoper sorunu, Soto kazması, Carra yaşlanması, Agger sakatlanmaları ve Skrtel hava topu sorunsalı ile dolu bir stoper rotasyonu var elimizde.. En uygunu bu rotasyondan Carra ve Agger duruyor ama onlarda 15-16 maç yan yana oynayabiliyor.. Şu an ki takımda bence bu sorun solbek sıkıntımızdan daha önemli.. Sol da Robinson, Insua, Johnson, Aurelio ve hatta Kelly bile idare eder ama elimizde ki Stoper rotasyonu bu solbek rotasyonu kadar bile idare etmez.  Cahill ve Dann ismi geçiyor ki bizim gibi bir rotasyonu hangisi gelse 2 seviye yukarı çıkarır.
  • Fikstür sorunu,  ilk 5 maçımızın ikisi Arsenal ve Spurs ile ayrıca ilk hafta Sunderland ile karşılaşıyoruz, 7. maç Everton, 8. maç ManU… Aralık ayında ki 6 maçlık seri eğer galibiyetlerle kapatılırsa (en az 15 puan)  bu ilk hafta maçlarında ne kadar yara aldığımıza bağlı olarak 2. yarıda daha oturmuş kadromuz sanıyorum ilk 3 için oynuyor olabilecektir.   

Hiç yorum yok: