8 Şubat 2011 Salı

LIVERPOOL; PAS VE HAREKET DEMEKTİR..

Charles REEP’i duymuşsunuzdur (İngiliz tarzı “uzun top” oyununun teorisyeni, güya goller 3 pastan az  oluyomuşta, topu havaya dikersek süper olurmuş) Bütün takımları etkilemişken bu tarz oyun, İngiltere’de sadece Liverpool kendi geleneklerinde olan Pas ve hareket (Pass and move) oyunu oynuyordu. Bakalım şimdi King Kenny aslında neyi geri getirmiş yada Liverpool Hodgson ile neyi kaybetmiş..

Herkes bilir ki (aslında bu blogu okuyan herkes) Roy ilk geldiği günlerden itibaren, bu seçimin yanlış olduğu konusunda inatçılığım yada bazı kıymetli Liverpoolseverlerin dediği gibi önyargım vardı. Ne var ki zaman beni haklı çıkardı.. Bu yazıda naçizane ben ne kadar haklıymışım yarabbi kıvamında dış basın, bloglar vb. yerlerden derlediklerimden bir demet sunacağım..

Roy ne yaptı takıma buradan başlayalım, geldiği gibi bu efendi takımı derin defansif bir çizgide oynatmak istedi, defans güvenliği sağlanacak ve ileriye, çapraza atılacak uzun toplarla (dikkat Charles Reep tarzı İngiliz stili) sonuca gidecektik. Liverpool’un bu süreçte temel problemi gol atılacak alandan (yani karşı kaleden :D) uzak kalmasıydı.. Özellikle ön alanda baskı yapıldığında takım tespih taneleri gibi dağılıyordu (yada kadayıf gibi tel tel dökülüyodu, yada .. şaka şaka bu kadar örnek yeter. ). Merkezde uzun boylu oyuncularımız  olmasına rağmen birisi kafa vurduruyordu çok (Skrtel) birisi uzun ve fizikli ama oyun görüşü ve tekniği olmayan (Soto) ve diğeride efsane ama kısa ve pozisyon bilgisi de nispeten zayıf (doğruya doğru şimdi) sonuncuyu zaten oynatmıyordu (agger) kanatlarımızda oynayan Johnson ve Konchesky (the süt oğlan) ise oyunu okuma kabiliyetleri zayıf olduğundan oyunun gerektirdiği atraksiyonları yapmakta geç kaldıkları oluyordu. Bütün bunların sebebi ise görüldüğü gibi bu oyuna uygun oyuncularımızın takımımızda istihdam edilmiyor oluşuydu. Oysa bizde ileride basan bir tarzla oynasak arkaya sarkan toplarda (bu benim değil, İngiliz yazar ve yorumcuların görüşü) Reina gibi belki de dünyanın en iyi libero kalecisiyle daha iyi bir oyun ortaya koyabilirdik 


Bu tarz oyuncularımız neden yok derseniz buna cevabım Rafa’nın Liverpool’a geri getirdiği pas ve hareket oyunudur derim. Topun bizde kalmasına dayalı artık Rafa’nın imzası olmuş 4-2-3-1 oynuyorduk. Öyle ya The Judas hedef santrafor olabilir mi? Yada Roy’a ilk isyanı başlatan Agger ayağına gelen her topu bam diye ileri vurabilir mi? Bunlar olmayınca Roy çuvalladı tabi ama kısa sürede olsa bizim pas ve hareket oyunumuz da sekteye uğramıştı..


Peki King Kenny ne yaptı pas ve hareket oyununu geri getirdi. Oyuncuların kendini daha rahat hissettiği tarza döndüler.. Öyle ki Wolves maçında 2. gol tam 31 pas sonunda gelmişti.. Pas oyunu, Roy zamanında görece kötü oynayan Poulsen’i bile King Kenny ile güzel gösteriyordu. Sebebi ise basit King Kenny ile kenar beklerin hücuma çıkmakta ki kredileri sonsuz bu durumda Poulsen’e kalan bunları takip edip boşlukları kapatmak. Roy’un kas gücü isteyen oyununa göre daha akıl ve oyun görüşü isteyen ama daha az kas gücü ile yapılan görevler de Poulsen tabiî ki oyununu yükseltti.  




Diğer önemli bir King Kenny etkisi ise Johnson’ın sol bek oynatılmasıydı, Blackpool maçında büyük bir hata gibi görünen bu değişim, daha sonraki haftalarda apaçık bir kazanç oldu bizim için.. Johnson Liverpool’a ilk geldiği zaman (bu aynı zamanda Rafa ile olan süreçti, hücuma çıkabildiği zaman) hücumu ve savunmayı dengede ve çok iyi yapıyordu, sonra ne olduysa oldu (anladınız siz onu :D) bu arkadaş sağ beke hapsoldu, formu düştükçe düştü..Farketmişsinizdir bu çocuk biraz da hücumdan güç alıyor. Neyse sağbekte dar alana sıkıştıkça hata yaptı ve bu onu satılmanın eşiğine getirdi. King Kenny Rafa’dan bile daha iyi bir iş yaptı onu sol kenara attı. Şimdi sağ ayaklı olduğu için genelde merkeze doğru dönüyor ve hem hücumda hemde savunmada daha geniş alanda oynuyor, bunun takımımıza katkısı (Mehmet Özkan bile söyledi son maçta) özellikle hücumda içeri doğru kat etmesiyle seçeneklerin çoğalması oluyor..

Evet biz bütün bunlara kısaca Kral Etkisi diyoruz : ) 2 maçtır 5-4-1 mi 3-3-3-1 mi oynuyoruz yoksa Suarez ve carroll döndükten sonra 4-3-3 e dönermiyiz bilmem ama (bence döneriz) şu an bildiğim ve okuduğum kadarıyla. Dalglish ile Liverpool geleneklerine döndü tamda ondan beklendiği gibi ve artık yine pas ve hareket oyunu oynuyoruz..   

5 yorum:

fabianernst dedi ki...

alt postlarda bir yerlerde okumuştum şimdi bulamıyorum arbeloa ya carra mı saldırmış zamanında.oyle bir şey mi oldu.olduysa niye oldu sebep... foto veya videosu var mı o hikayeden habersizim de merak ettim

fizyoterapist dedi ki...

-johnson sol backte nasıl sizce? kendi de memun mu orda oynamaktan?
-yeni sezon öncesi bir back transfer edilmeli mi?malum sütoğlan da gitti ya :D

Shareef dedi ki...

@fabianernst Bir maç sırasında (maçı hatırlayamadım) Carra Arbeloa'yı itip kakmıştı.. araya girmeseler dövecekti :D Pozisyon ile ilgili bir durumdu maç içerisinde..

@fizyoterapist yeni bir açıklama yaptı johnson her yerde oynarım diye ..

winston barian dedi ki...

carra'nın arbeloaya daldığı maç hangi maç hatırlayamadığım. ama sezon sonuna doğruydu, man.utd. şampiyonluğu neredeyse kesinleşmişti. bizim 2. lik de. bir tek clean sheet van der saar'a mı yoksa son 3 sezonda olduğu üzere takım savunmasını en iyi uygulayan takımın kalecisi reina'ya mı gidecekti o belirsizdi. söz konusu maçta da deplasmanda 2-0 galip durumdaydık. 80küsüur dakikada arbeloa soldan yapılan ortada ters kademe işini savsaklayınca carra araya girip belki de clean sheet'in reinada kalmasını sağlamıştı. topu da kornere atar atmaz kıpkırmızı suratıyla arbeloa'yı karısının yanında görmüş gibi saldırıya geçmişti.

Adsız dedi ki...

wba yı 2-0 yendiğimiz maçtı
MOTM